Dream Hogwarts
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Yeni Projeler İçin Fikirler Bekliyoruz..
 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Dreamy Black

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Dreamy Black
Slytherin I. Sınıf
Dreamy Black


Kadın
Mesaj Sayısı : 32
Yaş : 34
Kan Statüsü : safkan
Asası : selvi ağacı 10 1/2'' kahşin tüyü esnek
En Belirgin Özelliği : sinsi, kompleksli, kibirli
Hayvanı : yavru aslanı
Rp Yaşı : 11
Taraf : dreamy black'in tarafı
Rp Partneri : ben de seni luci
Kayıt tarihi : 06/09/08

Dreamy Black Empty
MesajKonu: Dreamy Black   Dreamy Black I_icon_minitimeC.tesi Eyl. 06, 2008 9:15 pm

Karakterin;

Adı : Dreamy
Soyadı : Black
Kan Statüsü : Safkan

Fiziksel Portresi [Karakterin herhangi bir resmi ve fiziksel betimlemesi gerekmektedir.] : Dreamy Black, kahverengi göğsüne kadar uzanan dalgalı saçları ve minyon yapısıyla dışardan bakıldığında yaramaz ama ir o kadar da sevimli görülebilir. Ancak yakınına gelindiğinde sürekli buruşturduğu yüzü ve sinirli bakışlarıyla yarattığı tezat sayesinde insanları çoğu zaman rahatsız eder. Kahverengi gözleri, göz kapakları çoğu zaman kısılı olduğundan daha koyu görünür. [kısmetse emily browning kullanacağım]

Dreamy Black Normal_03

Kişiliği

Sürekli memnuniyetsiz ve sinirlidir. Tek sevdiği şey insanlarla dalga geçmek ve onların zayıflıklarının üstüne gitmektir. Çünkü kendi başarıslıklarını ve eksikliklerini ancak böyle kapatabilmektedir (ya da o öyle sanmaktadır). Şımarıkça büyütüldüğünden kurallara uymaktansa kendi kurallarını uygulatmayı tercih eder. Kendini fazla üstün ve önemli zannetmektedir. Arkadaşlarını komplekslerinin elverdiği derecede seçer: safkan ve eğlenceli olmalarını bekler. Kendinden zeki olan arkadaşlarına belli etmese de feci şekilde kıskanır. Sürekli dikkat çekmek ister, bu yüzden hiçbir düşüncesini kafasında tutmaz, yüksek sesle söyleyerek farklı olmaya çalışır. Dinlemeyi de pek bilmez. Akademik açıdan başarıslığını kapatmanın yollarını arar. Çoğu zaman sinsi planlar yaparak insanları saf dışı bırakmaya çalışır. Ama bu planalrı da genelde başarısız sonuçlanır. Tüm ciddi konularda laftan ibaret olsa da, iş eğlenmeye geldiğinde başarılı olduğu su götürmez bir gerçektir.

Örnek Rp'si (şuanda üye olduğum başka bir siteden kopyala yapıştır yaptım)


Mathilda odasına ait banyodaki aynada yansımasına baktı. Her zamankinden biraz daha yorgun görünüyordu, hepsi bu. Gözaltları hafifçe kararmış ve çizgiler belirmişti ince ince. Banyo yaptığı için artık karaltılardan iz yoktu. Yine de o gün pek de iç açıcı işlerin altından kalkmadığı belli oluyordu. Bacakları en yakın yatağa koşup yatmak ve bir daha kalkmamak istese de Mathilda hala aynaya bakıyordu. Ne yapacağını bilmiyordu doğrusu. Bir baloya katılalı yıllar olmuştu. Hogwarts yıllarında ve sonrasındaki kısa boşlukta sürekli olarak katılmıştı balolara. Safkan ailelerin minik ama çok değerli baloları, önde gelen büyücülerin organize ettiği toplantılar ve çeşit çeşit gençlik partileri. Net olmasa da hatırlıyordu hepsine bir zamanlar nasıl hazırlandığını. Yüzüne dünyanın iksirini boca eder, zaten zor şekil alan uzun ve dalgalı saçlarıyla saatlerce uğraşır ve her balo öncesi illaki yeni bir elbise alırdı. Şimdiyse bunların hiçbirini yapmak istemiyordu, çünkü gerek duymuyordu. Yüzü en doğal halini yansıtıyordu. “Evet, bugün çok yoruldum. İşimi yaptığımdan olsa gerek...” demenin en basit yoluydu. Giyeceği elbiseye karar vermesi biraz zahmetli olmuştu sadece. Balolarda giyecek iki elbisesi vardı ve ikisinin modeli de neredeyse aynıydı. Tek farkları renkleriydi. Biri kırmızı, diğeriyse beyazdı. Katılacağı balonun bir “Maskeli Balo” olmasıydı kararı zahmetli kılan. Hiç kostümü yoktu, bir maskesi bile yoktu. Balonun haberini alınca belki gidip bir tane satın alabilirdi ama tek kullanımlık bir şey satın almaya değmeyeceğini düşündü Mathilda. Sonunda beyaz elbisesinde karar kıldı. Elbise diz altına kadar uzanıyordu ve askılıydı. Omzu ve kolları açıkta kalıyordu ki bu da bazı şeyleri farklı şekilde saklamayı gerektiriyordu. Öncelikle dirseğinin üstüne kadar gelen, beyaz işlemeli eldivenlerini taktı. Saçlarını her zamanki gibi topuz yapamazdı. Ensesinden, saçlarının arasında belli bile olmayan bir tokayla tutturdu dalgalı saçlarını ve saçlarının sırtını kapamasına izin verdi. Gittikçe daha fazla kabarması, gereken etkiyi yaratacaktı ilerleyen saatlerde. Ayağına açık yeşil ayakkabılarını geçirdi. Yeniden ayna karşısına geçtiğinde anılar gözünün önünde canlandı. Ailesine Seçmen Şapka’nın kararını bildirdikten hemen sonra Mathilda’nın aldığı hediye geldi aklına. Annesi tebrik etmişti hediyeyi gönderirken. Yeniden yatak odasına döndü, başucundaki çekmeceyi açtı ve annesinin elleriyle yaptığı kolyeyi çıkardı. Formiyum yapraklarından yapılmıştı. İnce uzun bir daire şeklindeydi ve boynu büyülü bir şekilde sarıyordu. Hogwarts yıllarında bu kolyeye pek tamah etmese de, yıllar geçtikçe değerli olduğunu anlamıştı. Asla kurumuyor ya da çürümüyordu, ilk günkü kadar yumuşacıktı. Yeni Zelanda’nın doğallığını taşıyordu takana. Son kez baktı aynaya, gördüğü kadın çok süslü geldi gözüne. Her zamankinden farklıydı, kendisi gibi onu tanıyan herkes de şaşıracaktı bu değişik görüntüsüne. Dikkat çekmek istemese de, doğaldı işte. Tam da istediği gibi...

Balo alanına öğrencilerle birlikte gitti Mathilda. Sabırsızca kıvranan testraller emir verildiğinde ölü bir heyecanla hareket etmişlerdi. Hogsmeade’deki balo alanına giden kısa yolda Mathilda o geceki partnerini düşündü. Abisinin yakın bir arkadaşıydı ki bu da Mathilda’nın pek de sevmedeiği tarzda biri demekti. Yine de teklifine evet demişti, baloda kös kös oturmak istemiyordu. Yorgun ayakları izin verdiği müddetçe dans edecekti. Bay Engelbert de dans etmeye aynı derecede hevesli olduğu sürece pek de konuşmaz, birbirlerinden fazla nefret etmez ve geceyi sağ salim sonlandırabilirlerdi. Arabanın sarsıntısı genç öğrencileri yerinden zıplatırken Mathilda gözlerini kapadı ve dans ettiğini hayal etti. Yıllar geçmişti doya doya dans edeli. “Tabi yerlilerle yapılanlar sayılmaz...” diye geçirdi içinden. Eski kabilelerin büyücüleri eşliğinde yaptıkları o garip hareketleri yerlilerin tersine danstan saymıyordu.

Testraller durduğunda gözlerini açtı. Arabayı paylaştığı öğrenciler inerken gözü testrallere takıldı yine. Arazideki ışıklardan rahatsız olduklarından kafalarını iyice eğmişlerdi. İmkânları olsa yerin dibine sokulurlardı. Mathilda arabadan indi ve doğrudan kapıya gitmektense testrallerden birkaçının başını okşadı yavaşça. Dokunduğu testraller derin bir nefes verip, biraz daha kendilerine geliyordu. Tek istedikleri çok az şefkatti rahatlamak için. Ne yazık ki Mathilda’nın hepsini rahatlatacak zamanı yoktu. Biraz içi burkularak testralleri bıraktı ve balonun gerçekleşeceği alana yürüdü.

Girişteki uzun kuyruğa katlanmak zorunda oluşun getirdiği çaresizlikle attığı isteksiz adımlar onu kapıya yaklaşmaktan çok uzaklaştırıyor gibiydi. Yine de kuyruğa girdi ve yüz yıllar gibi geçen kısa bir sürenin ardından işte balo alanındaydı. Dans pisti gözüne ilk çarpan yer oldu. Dans etmek için sabırsızlanıyordu ama zayıflığını belli etmemek için ellerini yumruk yapıp etrafına bakınıyor gibi salındı yavaşça. Masalarda çeşit çeşit yemekler... Mathilda o an buranın minik bir günah şehri olduğunu düşündü. Sınırsız dans ve açgözlülükle yenen tonlarca yemek... Gökyüzünde ışıklar göz alıyor ve yolu bulamayanlar için yırtınıyordu “Ne ihtiyacın varsa, işte burada!” diye. İradesinin kuvvetini ölçmek isteyenler için ideal bir geceydi. Ve yine iradesinin kuvvetini ölçmek isteyenler için ölümcül bir geceydi. Açgözlülüğe yenik düşüleceğini biliyordu Mathilda, bu yüzden en baştan gardını indirmeye karar verdi. Fazla yemekle hızlı danslar birleşince vücudunun kötü bir tepki vereceğini çok iyi biliyordu ama uzun zamandır yaşanmamış bir gece için değerdi tüm bunlara. Bir gecelik zevk için verdiği 10 galleon ve sonrasında yaşayacağı her belaya değerdi.

Bir grup genç kızın kahkahaları kurtardı onu düşkünlüklerinden. Bu tanıdık kahkahalar, yıllar öncesinden gelen kahkahalar Mathilda’nın suratını bomboş yapıverdi. Kendisini tokatlamak istediği düşüncelerinin varmak üzere olduğu sonucu anladığında. Boş gözleri utançla etrafta dolanırken genç bir adam yaklaştı gülümseyerek ve verdiği selamla hatırlattı kendini. William Engelbert ailesinden miras aldığı asaletle kibarca selam vermişti ve şimdi Mathilda’yı hayli rahatsız edecek şekilde eline bir öpücük konduruyordu. Deja-vu yaşıyordu Mathilda, şaşkınlığını hızla üstünden atıp kibarca gülümsedi ve dizlerini hafifçe bükerek selamladı William’ı. Yine annesinin her hareketini eleştirdiği balolardan birinde gibiydi.

William’ın koluna girerken bir süre bakıştılar, William’ın ne düşündüğünü bilmiyordu ama Mathilda’nın aklından abisi geçiyordu. William’la sık görüşmediklerinden, yıllar süren tanışıklıkları pek de ilerlememişti. Mathilda’nın tek düşünebildiği, abisi şu anda bir kaçak hayatı sürerken William gibi ‘dostların’ neler yaşayacaklarıydı. Yine yüzünden o klasik gülümsemeyi silmiyordu. Biliyordu ki ne zaman böyle bir adama soğuk ve ruhsuz bakacak, o zaman gerçekte ne olduğu anlaşılacaktı.

“Bu geceyi bana bahşettiğin için minnettarım”

Mathilda gözlerini arazinin ilerilerine dikti ve yürümeye başladılar. Uyumlu adımları karanlıkta sadece hissedilebilen çimleri yavaşça ezerken Mathilda da güzel bir teşekkür sözü arıyordu cevaben. Yıllarca garip yaratıkların ve konuşma yetisine çoğunlukla sahip olmayan bitkilerin arasında yaşamak bu tip adabı muaşeret bilgisini hayli zayıflatmıştı. Kekelemesine engel olabilmesi iyi bir başarıydı ama ardından gelen sözler yeterince nazik değildi, tabi William’ın iltifatlarındaki şaşaa düşünüldüğünde.

“Asıl ben teşekkür ederim. Bu tür balolar nazik bir eş olmadan manasızlaşıyor.”

Mathilda söylediklerinin utancıyla bakmıyordu William’a. Bu da durumu daha da beter yapıyordu. Umursamaz bir eda gibiydi sanki. Hâlbuki Mathilda’nın yapabileceği en iyi iltifattı bu. William’ın “Bir hipogrif gibi parlıyorsunuz gecede William ve bu geceyi sizle paylaşmak beni çok nadir bir Anka görmüş kadar heyecanlandırıyor...” gibi iltifatları kabul etmeyeceğini biliyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Criwulf P. Muddlerobe
Hogwarts Müdürü
Criwulf P. Muddlerobe


Mesaj Sayısı : 56
Yaş : 36
Kan Statüsü : Safkan
Rp Yaşı : 52
Kayıt tarihi : 30/08/08

Dreamy Black Empty
MesajKonu: Geri: Dreamy Black   Dreamy Black I_icon_minitimeC.tesi Eyl. 06, 2008 9:23 pm

Slytherin
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Dreamy Black
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Dream Hogwarts :: Seçmen Şapka-
Buraya geçin: