Xiojia Dixchque

Konu: Xiojia Dixchque Cuma Eyl. 05, 2008 8:11 pm

K a r a k t e r i n ;

Adı: Xiojia
Soyadı: Dixchque
Kan Statüsü: Safkan

Fiziksel Portresi

Xiojia Dixchque Icon3rz5

__

Mavi gözlü, siyah-uzun saçlı birisidir. Boyu yaşıtlarından biraz kısadır ve paralel olarak biraz zayıfır.

Kişiliği: Sürekli özgür olmak isteyen, baskı altında bulunmayı hiç mi hiç istemeyen ve her ne kadar gerçekçi olsada bazen küçük, zararsız yalanlar söylemekten hoşlanan birisidir. Zekidir. Zekiliğini her alanda kullanmaktan asla çekinmez. İnatlaşmak onun için büyük bir başarıdır. Serbest, bağımsız ve dürüst bir kişiliği vardır. Muhteşem bir eleştirmendir, eleştiriler olmadan yaşayamaz. Dengesiz birisidir. Değişkenlik onu dengesiz yapmaktadır. Kendine güveni tamdır, başkalarının güvenini kazanmak için elinden geleni yapar. Ama başkalarına güvenmekte zorlanır. Arkadaşlarının yanında çılgındır, dopdoludur. Her zaman eğlence konusu bulur. Yabancı kişilere çabuk ısınır ama onların yanında biraz çekingendir. Rol yapmakta oldukça başarılıdır. Ondan kendisini tanımlamanızı istediğinizde pek bir şey söyleyemez. Fakat o tam bir insan sarrafıdır. Karşısında birini görse hemen nasıl biri olduğunu anlar ve bu her zaman doğru çıkar. Önyargılarına güvenerek herkesi tanıdığını düşünür. Hayat denen oyunda risk almak ona cazip gelir. Fakat bir cesur değildir. Asla düşünmeden hareket etmez. En ufak bir şeyde bile en küçük ayrıntıya kadar düşünerek hareket eder. Ne hayallerin peşinden koşar, ne de gerçeklerin. O anı olduğu gibi yaşar ve sadece gerçekleşebilecek hayallerin peşinden sürüklenir. Xiojia'yı kandırmak neredeyse imkansızdır. Çoğu olaylardan sarraflığı ve empati gücü ile kurtulmuştur. Yaptığı işleri pek kimseye söylememesi onu gizemli yapmaktadır. Xiojia iyi-kötü fikrine hiçbir zaman inanmamıştır. Kendi doğruları vardır. Herkimsenin amacı için iyi veya kötü davranabileceğine inanır. Tarafı belli değildir. Yapabileceklerini ve yapamayacaklarını bilir, ona göre hareket eder. Sözüne son derece sadıktır, karşısındakinden de aynı tutumu bekler. Bütün bunlara rağmen duygusaldır. Çoğu zaman duygusuna yenilir. Kararlıdır. Dediğini yapar. Bazen aklına esen şeyi anında gerçekleştirir. Onu çok iyi tanıdıklarını zannedenler bile çoğu zaman yanılabilir...

Ailesi ve Geçmişi: Ailesindeki bütün bireyler Ravenclaw binasından mezun olmuştur. Zekilikleri ile ünlü olan bu ailenin çoğu safkan, bazılarıda mugglelarla evlendikleri için yarımkandırlar. Xiojia ailesinden gurur duymakta ve soyadlarını taşıdığı için kendini özel hissetmektedir.

Örnek Rp'si:

Xiojia hızlı adımlarda muggleların yanından geçiyordu. Hava soğuk değildi; ama Xiojia üşüyordu. Üzerinde muggle kıyafetleri vardı. Bir tişört, bir kot pantolon giymişti sadece. Bütün yıl boyunca sürekli muggleların yanında olmaktan bıkmıştı. Artık büyü yapmak istiyordu, sihir… Hala muggleların yanında dolaşmak zorunda olduğu için asasını cebinden çıkartamıyordu. Ama bir eli sürekli cebinde duruyor, asasında hazırlıklı bekliyordu. Hogwarts’a gidecekti, alışverişlerini henüz tamamlamamıştı. Hatta hiç başlamamıştı. Zaten daha çok süre vardı… Xiojia’nın kavasında bunlar uçuşurken karşısından gelen yaşlı kadını göremedi. Yeterince hızlı yürüyor olmalıydı ki kadının kenara kaçılması olanaksız gibiydi. Bir anda toslaşma yaşandı ve ardından bir çığlık! Xiojia daha neye uğradığını fark edemeden kendini yerde bulmuştu. Yavaşça kalktı, kendine gelmesi uzun zaman aldı. Kadının, onun üzerindeki şaşkın ve kızgın bakışlarını hissettiğinde dona kaldı. “Şeyy, mm, istemeden oldu, üzgünüm. Hemen toparlayayım.” Xiojia eşyaları toplamak üzere yere eğildi. Kadın hasta bir muggle olmalıydı. Çünkü poşetlerinden ilaçlar saçılmıştı yerlere. Kadın bastonuyla Xiojia’yı dürttü ve kalkmasını istedi. Xiojia aldırmayarak, kibarlık olsun diye toparlamaya devam etti. Kadının çantasını ve ilaçlarını toparlayıp, kadına uzattı. Yaşlı kadın, o kadar garip bakıyordu ki Xiojia çözememişti. Kadından tekrar özür diledi ama kadın tek bir kelime bile etmeden yanından sinirle geçmişti. Xiojia olanları anlamıyordu. Biraz sonra kadının sesi duyuldu. “Ahh siz, gençler…” Xiojia sinirlenmişti. Kadın resmen gençleri taşlamıştı, bu kadarı da olamazdı. Hiçbir tepki göstermeden yoluna devam etti. Birileriyle karşılaşsa iyi olurdu, konuşmak istiyordu. Büyücü birileriyle tanışmak istiyordu. Sürekli mugglelarla oynuyordu. Bir süre daha bunları düşünerek ilerledi. Hava hafifçe kararmaya başlamıştı. Sokak lambaları yanıyordu. Biraz ilerisindeki bir banka çöktü. Etrafında kimseler var mı, yok mu diye kontrol ettikten sonra asasını çıkardı. Henüz bir büyü bilmiyordu, kitap falan almamıştı. Sadece asasını almıştı. Elinde çevirip duruyordu… Hogwarts’ı düşünüyordu… Büyü yapmayı…

Xiojia asasını elinde çevirirken hallere dalmıştı. Fazla uzun sürmemişti, sadece ayak sesleri duyana kadar. Başını çevirip baktığında bir kızın ona doğru geldiğini anladı. Hemen asasını cebine atıp görmemiş gibi davrandı. Hava iyice kararmıştı, etrafı sokak lambası aydınlatıyordu. “Ah takma kafana, yaşlılar işte.” Bu kız, daha deminden beri kendisini izliyor olmalıydı. O zaman asayı görmüş müydü? Bu olabilir miydi? Yoo, hayır. Görmüş olsa tepkisi böyle olmazdı. Xiojia istemeyerek gülümsedi. Sevimli görünüyordu. Ama şuanda pek birisiyle konuşacak gibi değildi. “Şey, kusura bakma seninle oturmamın bir sakıncası olur mu?” Xiojia arkasına yaslanarak kızı süzdü. Yaşıtı gibi duruyordu. İyi bir arkadaş olabilirdi; ama bir muggledan ne kadar yakın arkadaş olurdu ki?! Xiojia'nın tişörtünün üzerinde 'Ravenclaw' yazıyordu. Bu Hogwarts'tan bir binaydı. Aile binaları olduğu için her zaman bu tişörtle geziyordu. Daha kendisinin hangi binaya gireceğini bilmiyordu ama Ravenclaw olacağını umuyordu. Kız eğer bunu görürse anlamını soracaktı, Xiojia'da açıklayamayacaktı. Nasıl olsa o bir muggledı, Hogwarts'tan ne anlardı... “Yok, hayır. Oturabilirsin. - Şuanda da tam bir mugglea ihtiyacım vardı zaten! ” Kısa cevap vermişti, içinden söylemişti. Mugglelarla boş zamanını geçirirdi ama şuanda düşünecek şeyleri vardı. Bir mugglea ayıracak zaman değildi. Sakin görünmek için kıza doğru gülümsedi ve kızın Ravenclaw yazısını görmemesi için elleriyle bağdaş kurdu.

Yanındaki kız Xiojia'yu süzüyordu, Xiojia'da yanındaki kızı. Pek konuşmamışlardı. Halbuki Xiojia kızın gayet konuşkan olduğunu düşünmüştü. Pat yine yanına gelmişti çünkü. Xiojia elinden geldiğince tişörtünü saklamaya çalışıyordu. Açıklayamayacağı bir duruma girmek istemiyordu. Tam o anda arkalardan 'Pat!' diye bir ses duyuldu. İkiside hemen arkasına dönüp heyecanla baktılar. Xiojia'nın hevesi kursağında kalmıştı. Çünkü sadece bisikletli bir çocuk düşmüştü. Oysaki Xiojia macera arıyordu, o bir maceraperestti. Xiojia arkasına bakarken tişörtünü saklayamamış olacak ki kızdan tepki aldı. “Sen... Sen büyücü müsün? Tanrı'm inanamıyorum. Ravenclawlı mısın?”
Ravenclaw'ı nereden biliyordu? Yoksa, o da bir büyücü müydü? Yoo yoo, bu imkansız olurdu. Büyücülerin burada bulunabileceğini, hem de Xiojia ile karşılaşacağını hiç düşünmüyordu. “Mmm, aile binam.. -da... Sen nerden biliyorsun?” Kız büyücü çıkarsa Xiojia ne yapacağını bilemezdi. Aslında büyücü çıkmaması olanaksızdı. Çünkü muggle'lar değil Ravenclaw'ı, büyücülerin olup olmadığını bile bilmiyorlardı. Sadece peri masallarında geçiyordu büyü, sihir. Xiojia karaksız kalmıştı. Karşısındaki bir büyücü müydü değil miydi çözemiyordu. Büyücü çıkmasından yanaydı. Çünkü o sayede okul öncesinde birisiyle tanışmış olacaktı. Arkadaşı olacaktı, hem de büyücü bir arkadaşı…

Misafir

Ravenclaw

» Xiojia Dixchque * R a v e n c l a w