Demetra Nyx TRANQUİLLİ

Konu: Demetra Nyx TRANQUİLLİ C.tesi Eyl. 13, 2008 11:29 pm

Karakterin;

Adı~ Demetra Nyx
Soyadı~ TRANQUİLLİ
Kan Statüsü ~ Safkan

Fiziksel Portresi ~ 1,75 boyunda 67 kilo olan Demetra hafif dalgalı sarı saçlara ve yeşil mat gözlere sahiptir. Etkileyici bir gülüşü ve ince bir yüzü olmasına karşın biraz çirkin bir burnu vardır. Burnundan nefret etmektedir. Ama hiçbir zaman güzelliğine gölge düşürdüğünü düşünmez. Uzun bacaklı ve geniş omuzlu olması ona sportif bir vücut kazandırır. Yaşıtlarından daha büyük gösterdiği için daha da olgun olmaya çalışmaktadır.

Kişiliği ~ Gece gibi sessiz ve gizemli bir sis kadarda sinsidir. Kinci bir yapısı ve aşırı derecede cezalandırma arzusu ile kabarmış bir kalbi vardır. Merhamet denilen şeyin varlığından habersiz olarak yetiştiği için kötü kaderin vücut bulmuş hali gibidir. Çok konuşkan birisi değildir. Fazla konuşmayan ama en yakın arkadaşı ile birlikte olmayı seven birisidir. Espri yeteneği çoğu kişiye göre oldukça gariptir. Gülmek yerine daha çok tiksinir veya korkarlar. Aslında oldukça güzel ve alımlıdır. Hatta güzelliğine biraz fazla düşkündür. İksirden sonraki en sevdiği ders tılsımdır. Bu yüzdende her zaman iksirde daha başarılı olmuştur. Karamsar ve karanlık bir yapısı vardır. Bariz İtalyan aksanı çoğu kişiye itici gelse de Demetra bunu önemsemez. Çünkü insanların dediklerini önemsemeyen birisidir o. İlk izlenim onun için önemlidir. Otoriter yapısı sayesinde oldukça korkulan bir öğrenci olduğu söylenebilir. Gülüşündeki kanı dondurucu tını onun görünümündeki havayı kasvetli yapar. Güleryüzü ve sevimli siması ile aslında oldukça şirin bir kız gibidir. Kıvrak zekası ile insanları şaşırtır ve çoğu zaman bu olaylardan kurtulmasını sağlar. Pek arkadaş canlısı değildir. İyi rol yapar. Bencil ve kararlıdır. İnsanlarla dalga geçmeyi sevse de bunu genelde haksızlara yapar. Vurdumduymaz bir yapısı olsa da aslında çoğu layı kafasına takan duyarlı birisidir.

Ailesi ve Geçmişi [İsteğe bağlı] ~ Tranquilli ailesi İtalya'nın en köklü ailesi olma özelliğini taşımaktaydı. Beş kuşak önce büyük baba Secondino Bakanlık için İngiltere'ye yerleşene kadar. Sonra buradan bulduğu Lilith adındaki kadınla evlenmesi ile birlikte Tranquilli ailesinin kökleri İngiltere'ye uzanmıştır. Çoğu üyesi hem bakanlıkta yüksek mevkilerde hemde gizli birer öLüm yiyendir. Aile safkanlığa ve beceriye önem verir. Aralarından iki defa sihir bakanı çıkmıştır. [Biri İtalya*da diğeride Fransa*da Secondino Tranquilli ama bir iki gün görev yapabilmiştir.] Şimdi ise aile kötülüğü ile bilinse de kimsenin elinde elle tutulur delil olmadığı için yara almamaktadır.

Victoria TRANQUİLLİ [ annesi ] 49 ~ ÖLDÜ - Annesi Vicy iyi bir şifacı ve gizli bir ölüm yiyendi. Aynı zamanda kimya konusunda çok bilgiliydi. Bu yüzden evin bodrumunda deneyler yapardı. Fakat bundan beş yıl önce oluşan bir aksaklık nedeniyle evlerinin havaya uçmasına ve yeni doğmuş kardeşi ile birlikte babasını ve annesini de kaybetmesine neden olmuştur. Oldukça çekici ve güzel bir kadın olan Vicy kızının ikizi olabilecek kadar ona benzemektedir.
Adhémar TRANQUİLLİ [ babası ] 53 ~ ÖLDÜ - Baba Tranquilli her zaman ailesini birinci planda tutan birisiydi. Bakanlıkta üst düzeyde çalışan Adhémar trajik kaza zamanı evde kızı Cosette ile oynuyordu. Oda gizli bir ölüm yiyendi. Bakanlıktan bilgi sızdırırdı. Simsiyah saçları ve yemyeşil gözleri ile tam bir İtalyan erkeğiydi.
Amaline Cossette TRANQUİLLİ [ Küçük Kız Kardeşi ] 0 – ÖLDÜ - Yeni doğmuş kardeşi Cosette’yi ep kıskanmış olsa da içten içe ona çok bağlıydı. Üçüncü ayındayken deney sırasında ölen bebek Cosettenin ölümü Demetra’yı en etkileyen isim oldu.
Marjolaine Soleil & Valentia Amaline TRANQUİLLİ [ Halası ] 36 – YAŞIYOR - Marj ve Valy Hala Demmyye bakan kişilerdir. Bariz bir şekilde ölüm yiyen olduğu bilinen fakat ispatlanamadığı için Azkabana gönderilemeyen iki çatlak kız kardeştir.

Anne baba ve kardeşini o teyzelerindeyken bir deney sırasında evlerinin havaya uçması ile kaybetti. Yeni doğmuş kardeşi ile ebeveynlerini yitirmesi onun ruh sağlığını fazla etkiledi. Ama hiçbir zaman bunu dışa vurmadı. Annesini ve özellikle de babasını çok seven Demetra hiç bir zaman onları unutmayacak. Şimdi halalarının yanında kalıyor.

Örnek Rp'si

Koridorlar bomboştu. Tüm profesörler büyük salondaydılar. Öğrenciler ise daha yeni trenden inmiş olmalıydılar. Hogwarts'ta her zamanki gibi büyük bir telaş vardı. Ev cinleri tarafından çeşit çeşit yemekler yapılmış, tüm okul baştan aşağı temizlenmiş ve süslenmişti. Hepsi eski ve yeni gelen öğrenciler içindi. Dışarıda ki tüm kötülüklerden uzak dünyadaki en korunaklı yer yeni öğretim yılının başlaması için sabırsızlanıyor gibiydi.

Albus buraya adım attığı ilk günü sanki dünmüş gibi hatırlıyordu. Daha on yaşında içinde yanan ateşten habersiz küçük bir büyücüydü. Küçük ama bilgi dolu. Bilgi dolu ama bir o kadar da acı yüklü. Hogwarts öncesi yaşamındaki acılar onu hiçbir zaman tam mutlu birisi yapamayacaktı. Gerek kız gerekse erkek kardeşi onun için büyük bir engeldi. Onları seviyordu ama geleceğine engel olacaklarının da farkındaydı. İşte bu yüzden geçmişi hakkında konuşmaktan hoşlanmasa da asla peşini bırakmayan bin bir türlü anısı vardı.

En sonunda koridoru geçmiş giriş salonunu aşmış ve büyük salona girmişti. Minerva ve Deli Göz dışında herkes oradaydı. Alastor gelmemişti daha anlaşılan. Minerva'da öğrencileri karşılamaya gitmiş olmalıydı. Bu da demek oluyordu ki öğrenciler okula adımlarını atmışlardı. Yüzündeki babacan gülümsemeyi silmeden büyük ama yavaş adımlarla Profesörlerin oturduğu masaya yürüdü ve masanın en ortasındaki yerini aldı.

Daha yarım saat geçmemişti ki öğrenciler hızlı adımlarla Büyük Salon'a dolmaya başlamışlardı. Herkes birbiri ile konuşuyor, binaları farklı olanlar hasret giderdikten sonra kendi masalarına yöneliyordu. Albus ise Profesörlerle konuşuyor ve teker teker tatillerini soruyordu. Büyük salondaki sessizliğin bozulması hoşuna gidiyordu Albus'un. Uzun zamandır yalnızca odasındaki portrelerin sesini duymak artık sıkıcı ve delirtici olmaya başlamıştı. O öğrencilerini özlemişti.

Uzun gümüş rengi saçları ve sakalı mum ışığı altında altındanmışçasına parlıyordu. Üzerindeki çok sayıda yıldız ve ay olan yeşil cüppesini düzeltip duruyordu. Nedense rahatsız olmuştu. Gitgide daha da huysuz bir ihtiyar olmaya başlıyordu anlaşılan. Gerçi onun bu huysuzluğu sadece kendine ve odasındaki portrelere sökebilirdi ama gene de sıkıcı ve huysuz olmak ona göre değildi. Birbirine değen uzun parmaklarını çenesinin altında yerleştirmiş gökyüzüne bakıyordu. Acaba Alastor öğrencileri daha ilk günden korkutacak bir Profesör olacağı için iyi bir seçim değil miydi? Ama başvurular hep bir kişiyle sınırlı kalıyordu. Bunun nedeni de apaçık meydandaydı. Sanki lanetliymiş gibi bir görünüm veriyordu gelen her Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Profesörünün başına bir şey gelmesi. Ama her seferinde de kabul edilmek arzusuyla yanıp tutuşan Snape başvuruyordu buna. Ama bu onun için uygun değildi. Kişisel problemleri yüzünden Harry Potter'ın KSKS dersinden kalmasını istemiyordu. Aynı iksir dersinde olduğu gibi.

Gök gürüldüyordu. Albus gözlerini diktiği gökyüzündeki yıldızları saymayı bırakmış, şimşeklerin oynaşmasına bakıyordu. Tam o sırada ahşap eskimiş menteşeleri gıcırdayan giriş kapısı açıldı ve içeri önce MC Gonnagall olmak üzere birçok küçük öğrenci girmeye başladı. Hepside sırılsıklam olmuşlardı. Özellikle bir tanesi gerçekten de göle düşmüş gibiydi. Üzerinde Hagrid'in olduğu her halinden belli olan bir köstebek Derisi Palto olan çocuk etrafı diğerleri gibi bir heyecan yoktu. Daha fazlası vardı. Gözlerindeki adrenalin her yerden belli olacak fazlaydı.

Seçme törenine gelmişti sıra. Her zamanki gibi Yüce Masanın önündeki üç bacaklı küçük bir tabure ve üzerindeki eski, tozlu seçmen şapka. Birinci sınıflar şaşkın gözlerle Minrva'yı izliyorlardı. Hiç biri bu şapkanın ne işe yaradığını bilmezmiş gibiydi. Kısa bir sessizliğin ardından şapka kıpırdandı ve kenarına yakın bir yerde ağza benzer kocaman bir yarık açıldı. Yarıktan çıkan melodik ses birinci sınıfların afallamasına yetmiş hatta fazlasıyla artmıştı bile. Şapka şarkısını söylemeyi bitirdiğinde büyük salondan büyük bir alkış koptu. Bu olanlara hala daha anlam veremeyen bir iki birinci sınıf öğrencisine aldırmadan Minerva elindeki büyük ruloyu açıp adları okumaya başladı. Bir iki kişi okudu. Tabureye kokuyla oturan herkes rahatlamış bir biçimde kalkıyordu. En sonunda C'lere geçilmişti. Daha baştaydılar.

" Creevey, Dennis "

Oldukça şirin sarışın bir oğlan çocuğu iskemleye ilerledi. Gözlerindeki tedirginlik ifadesi Albusla göz göze gelince az da olsa azalmıştı. Albus kıza gülümsedi ve oturmasını işaret etti başkalarının anlayamayacağı küçük bir mimikle. Kafasına tozlu şapka geçirilince salonda bir sessizlik oldu. Şapka bir süre kızla konuştuktan sonra gür bir sesle salona seslendi.

" GRYFFİNDOR! "

Salonun öbür ucundaki Slytherin masasından kopan alkış kesilince diğer öğrenciye geçildi. Madley Laura, Pritchard Graham, Quirke Orla ve Whitby Kevin'ında seçilmesi ile seçim töreni tamamlanmıştı. Sıra Dumbledore'daydı. Ama tüm öğrencilerin midelerindeki o büyük boşluğu kendisindede hissetmeye başlamıştı. Bu heyecan değil düpedüz açlıktı. Ayağa kalktı ve ellerini tüm salonu kucaklıyormuşçasına açarak:

" Size tek bir kelime söyleyeceğim, Yumulun! "

Birden salonda beliren yemeklerle çatal kaşık seslerinin başlaması bir olmuştu. Herkes konuşuyor ve tıka basa oyuncaya kadar yemek yiyordu. Ev cinleri gene harikalar yaratmışlardı anlaşılan. Yemeklerin bitmesi ve tatlıların yenmesi ile Albus ayağa kalktı. Bir iki önemli duyurusu vardı. Hemde en şu ana kadar yaptığı e önemli duyuru olabilecek nitelikteki bir duyuruydu bu.

" Evet, şimdi hepimiz beslenip sulandığımıza göre bana bir kez daha kulak vermenizi istiyorum. Birkaç duyurum olacak. "

"Hadememiz Mr. Filch bu yıl şatoda yasak olan nesneler listesini genişlettiğini ve listeye çığırtkan yo-yo'ların, Köpek Dişli Frizbilerin ve Hep Vuran bumerangların da eklendiğini size söylememi rica etti. Tam liste yanılmıyorsaaaam Dört yüz otuz yedi nesneyi içermekte. İsteyen olursa, Mr. Filch'in odasına gidip listeye bakabilir."

Yüzündeki hafif alaycı gülümsemeyi hemen sildi. Kimsenin gidipte Filch'in odasındaki o listeyi inceleyeceğini sanmıyordu.

" Her zamanki gibi hepinize arazimizdeki Ormanımızın bütün öğrencilere, Hogsmade Köyününse üçüncü sınıftan küçük olan öğrencilere yasak olduğunu bir kez daha hatırlatmak istiyorum. "

Şimdi sıra en büyük sürpriz gelmişti. Üç Büyücü Turnuvasının duyurusuna.

" Ayrıca, bu sene Binalar Arası Quidditch Kupasının yapılamayacağını da üzüntüyle açıklamak zorundayım. Bunun nedeni, ekimde başlayıp okul yılı boyunca sürecek olan ve öğretmenlerin vaktinin ve enerjisinin büyük bölümünü alacak olan bir etkinlik. Eminim hepiniz bu etkinlikten dolayı keyif alacaksınız. Size büyük bir zevkle bu yıl Hogwartsta .. "

Tam o sırada sağır edici bir gök gürüldemesi ve şimşek sesi duyuldu. Ama Albus'un asasına gerek kalmadan Alastor'un asası devreye girmişti bile. Öğrencilerin meraklı bakan gözlerine aldırmadan Albus’un yanına gelen adam elini sıktı. Albus gülümseyerek.

" Geldiğin için teşekkür ederim, Dostum. "

" Ne demek, Aptal tavanı hallettim! "

Dedi ve Alastor yerine geçti. Albus ise duyurusunu Yeni profesörü tanıtmak için kesti.

" Yeni Karanlık sanatlara Karşı Savunma öğretmenimizi takdim edeyim. Profesör Moody. –biraz durdu ve öksürerek devam etti. – Az önce dediğim gibi. Önümüzdeki aylarda oldukça heyecalı bir etkinliğe ev sahipliği yapma onuruna erişeceğiz. Bu yüzyılı aşkın bir süredir düzenlenmemiş bir etkinlik. Üç büyücü Turnuvasının bu yıl Hogwarts'ta yapılacağını belirtmekten büyük bir kıvanç duyarım. "

Bütün salonun sessizliği Fred Weasley'in şaşkınlığını belli eden hayret sözcükleri ile bölünmüştü.

" ŞAKA ediyorsunuz! "

Bütün salon gülmeye başlamıştı. Gülümseyerek Fred'e bakan Albus:

" Şaka etmiyorum, Mr. Weasley. Ama şimdi siz söylediniz de aklıma geldi. Yazın çok güzel bir fıkra duymuştum. Bir ifrit, bir cadaloz ve bir.. "

Ama konuşmasını Minerva'nın yüksek sesle boğazını temizlemesi ile durdurarak tekrar konuya döndü.

" Şey.. Beklide tam olarak sırası değil. Öğrenmek isteyenler odamı biliyorlar – göz kırptı Fred'e ve devam etti- Evet Üç Büyücü Turnuvası ilk olarak yedi yüz yıl kadar önce... Beş senede bir düzenlenen... Ölüm sayısı artıp Turnuva... "

Bir süre böyle bilgi vermeye devam etti. Normal bir duyuru olsa herkes çoktan sıkılırdı. Ama şimdi kesinlikle hepsi heyecanla Albus'un ağzından dökülen kelimeleri merakla bekliyor ve adeta ezberliyordu.

" Hepinizin bu Kupayı okulumuza getirmek istediğini biliyorum fakat okul müdürleri ve sihir bakanlığı bu sene yarışmacılara yaş sınırı getirme konusunda ortak bir karara vardılar. Yani sadece on yedi yaşındakiler ve daha büyükler yarışma aday olabilecek. "

Bu sözlerle birlikte salonda büyük bir gürültü başladı. Çoğu kişi yükseklerden zemine birden çakılmıştı. Ama Albus bir şey yapamazdı. Kural buydu.

" Aslında Beauxbatons ve Drumstrang heyetleri ekim ayında geleceklerdi. Ama Turnuvanın havasına girebilmeniz için alınmış bir kararla Bu akşam burada olacaklarını size büyük gurur duyarak belirtmek isterim. Senenin büyük bir bölümü bizde kalacaklar. Konuklarımıza bizimle birlikte oldukları süre boyunca her türlü misafirperverliğimizi göstereceğinizi ve seçilecek Hogwarts şampiyonuna tüm kalbinizle destek olacağınızı biliyorum. O zaman haydi misafirlerimizi karşılayalım."

Dedi ve ellerini iki yana açarak yerine oturdu. Gelen ayak seslerini duymuştu. Filch'in de acele adımlarla kapıy koşmasından anlaşıldığı üzere okullar gelmişti.

Misafir

Slytherin